Bir Mehmetçiğin hüzünlü hikayesidir bu.
Cepheden cepheye koşuyor Mehmet... Balkanlar, Trablus derken Çanakkale...
Nihayetinde savaş bitiyor. Mehmet Gazi olarak Havran'ın Kabalak Köyüne varıyor. Ayşe'si evinin direği, gözünün ve gönlünün özlediği erini sağ salim görünce çok seviniyor.
Eri
Karnım aç diyor. Ayşe ne pişirsin? O da aç. Azığı da yok, ekmek yapacak buğdayı da.
Sen cephedeyken evde ne varsa 172. Alay'a verdim. Bir koyunumuz kaldı. Başka birşey yok ki, diyemiyor. Ağıldaki koyunu hemen sağıyor, içine peynir ve şeker katıp odun ateşinde kaynatıyor. Mehmet'ine sunuyor sıcacık tatlıyı. Mehmet aç, hızla kaşıklayıp bir çırpıda bitiriyor tabağındaki tatlıyı...Yılların açlığı ve boş karavana ile geçirdiği günleri unutmak istercesine... Sadece yarım maşrafa bulanık, toprak kokan suyla geçirdiği öğünleri hatırlamamak adına yiyor tatlıyı...
Ayşe seviniyor;
Hoş mu erim? diye soruyor.
Mehmet
bir daha, diyor.
Ve bu tatlının adı höşmerim olarak tarihe geçiyor.
Balıkesir' in meşhur tatlısı höşmerimin makbul olanı koyun sütünden peynirle yapılan eski usul olduğunu söylüyor köydeki teyzem. Her bölgede, her köyde ve hatta her evde farklı uygulanan derin lezzeti ve dengeli şekeriyle damakları şenlendiren höşmerimin tarifi şöyle;
5 kg sütten elde edilen taze peynirin süzülen suyuna 2 bardak un, bir bardak irmik ilave edilerek yoğruluyor.Hamur haline gelen malzeme
maşınga denilen kuzine sobalar üzerinde yaklaşık bir saat kavruluyor. Bu esnada hamur katılaşırsa su veya peynir altı suyu ilave edilerek açılıyor. Hamur kırmızı bir renk alana kadar kavurma işlemine devam ediliyor.İstenen renk ve kıvama gelen hamura 250 g tereyağı ve 3 kg şeker yadirilip ateşten alınıyor. Yeni usul höşmerimin tamamının irmikle yapıldığını söyleyen köydeki teyzeler özel davetlerde eski yöntemin bir gelenek olduğunu ifade ediyorlar.
Tarihin, kültürün ve bereketli toprakların adı: Havran, Havran Belediyesi
50 peynirli şehir Balıkesir