by Karbonkale

Kara Diken





Kara Diken Deniz Kestanesi 
Ayvalık 1959 yılı, 15 yaşlarında idim. Arkadaşım deniz ürünlerinden iyi anlardı. Bir gün Ayvalık  sahilinde dolaşırken,

Gel, sana bir şey tattırmak istiyorum 
dedi. Denizin dibinde eski bir kayık, iri yarı koyu esmer yanmış bir adam kayığın başında...

Bize birer oturak verdi, orada başkaları da vardı o gün.
Teknesinin içinden bir kara diken alıyor, elindeki çakı ile üst kısmını kesip atıyor ve sonra da suda çalkalıyordu.
İçine limon sıkıyor ve yiyecek kişiye veriyordu. Bir de eline bir çay kaşığı verip kara diken içindeki yıldız şeklinde olan etli yerlerini kaşıkla çıkarmak yoluyla ağzına atan müşterisine bitince yenisini veriyordu.

Banada bir tane verdi. 
Elinle fazla sıkma 
dedi;

Dikenleri batmasın.
Elimde dikenlerin hareket ettiğini hissediyordum. Kaşıkla çıkarıp ağzıma attım. Müthiş bir lezzet beni sarmış o, ilk yediğim gün, belki de on tane kara diken yemiştim.
Arkadaşım sordu, 

Nasıl beğendin mi? dedi.

Çok lezzetli, iyi ki gatirdin beni! demiştim..

O günden sonra kara diken zamanı geldiğinde her akşam üzeri yemeğe gider yani hastası olmuştum. Bedenimin fazladan bir enerjiye sahip olduğu hissi gelmişti.

Satan kişi beni tanımıştı artık. 

Param yok başka zaman yerim 
dediğim zamanlarda;

Gel otur, ikramım olsun.
derdi.

Bazen muhabbet ederdik. Elleri delik deşikti. 

Kara diken battımı çıkarmak zordur. Zeytinyağı sür, bekle
Sıkarak fazla da zorlamadan çıkıyor 
derdi.

Kara dikenin lezzetini size nasıl anlatayım? Çiğ çiğ yeniliyor. Limon durumu biraz kolaylaştırıyor. Yedikten sonra sanki fazladan enerji depolamış gibi oluyor insan.

Vedat Akman

0 yorum:

Yorum Gönder