by Karbonkale

Akdeniz Diyeti













Akdeniz diyeti yerli halkın tipik olarak 1960' lı yıllardan önce yemek yeme biçimini temel alan, Akdeniz'in belli kesimlerinde, özellikle de Girit Adası'nda yaşayan topluluklarla ilişkili, sağlıklı, lezzetli bir diyet ve bir yaşam biçimidir. Amerikalı profesör Ancel Keys 1950' lerde bu diyetin sağlığa olan faydalarıyla ilgili ilk önemli araştırmayı yaparak konunun başını çekti.

Son yıllarda, çalışma sonrası yapılan yeni araştırmalar taze meyve, sebze, baklagiller ve genel olarak tahıl içeren, zengin zeytinyağı ile orta miktarda şarap ve fındık ile yenilen Akdeniz diyetinin faydaları ile ilgili iddiaları destekledi ve ilave olarak daha az miktarda süt, balık ve kümes hayvanları ile daha  az kırmızı et tüketimini öne çıkardı.

UNESCO 2010'da Akdeniz'in diyetini İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası listesine aldı. UNESCO'nun da belirttiği gibi, "Akdeniz diyeti, mahsul, hasat, balıkçılık, hayvancılık, koruma, işleme, pişirme ve özellikle gıda maddelerinin paylaşımı ve tüketimi ile ilgili bir dizi beceri, bilgi, ritüel, sembol ve geleneği içerir, sağlıklı besinler tüketilmesi, birlikte yemek, kültürel kimliğin temelini oluşturur ve Akdeniz havzasındaki toplulukların sürekliliğini sağlar."













Akdeniz diyetinin sağlıklı gıdaları, değerli antioksidan ve anti-inflamatuar özellikler içeriyor olsa da, rahat, katılımlı yaşam tarzı stresini de azaltıyor ve bir dizi ilave faydaya yol açıyor. "Akdeniz tarzı bir diyet modeline bağlılık, kırmızı et ve süt tüketiminin tipik bir Amerikan diyet modeline kıyasla - azaltılmış sera gazı emisyonları, gelişmiş tarımsal arazi kullanımını ve azaltılmış çevresel ayak izini azalttığını gösteren kanıtlar bile var" enerji ve su tüketimini azaltmak için daha fazla bitki bazlı ürün tüketmenin diğer sebeplerinden biridir.


0 yorum:

Yorum Gönder