by Karbonkale

Ardahan'ın Zarzep Köyü



Yıl 1903
David Moser ve arkadaslari Gravyer ve kasar peynirini ilk defa nerede yaptilar ? Peynir yapımı için üç kardeş üç koldan harekete geçti. Aslında ekmeklerini kazanmak için yola çıkmışlardı. İsviçre o zamanlar oldukça fakir bir ülkeydi. Biri ABD’ye gitti. Oranın en ünlü kaşar ve gravyer yapımcılarından biri oldu.

Bir diğeri Simon İsviçre’de kaldı. O da başarısını ülke geneline yaydı. En küçükleri David Moser ise…

Ona Kafkasya yollarına düşmek kaldı. Rusya steplerinde dolaştı. Hayatını kazanmak için geldiği Kafkasya’da bir yalnız adam olarak dolaştı. Bir süre Tiflis’te kaldı. Sonra macerasının başlayacağı Ardahan’a beyaz bir atın sırtında geldi. Kendini korumak için Kafkas kıyafeti giydi ve omuzunda tüfekle dolaştı. Malakan köyü Sarzep’e yerleşti. Tatar Memed’i tanıdı. Mandıra kuracağı bina ve kalacağı evi kar ortağı olduğu Tatar Memed’ten aldı. Her şeye sıfırdan başladı. Kardeşi Simon’dan yardım istedi. Ağabeyi hemen İsviçre’den yola çıkarak Ardahan’a kadar geldi. Gelirken peynir yapımında kullanacağı büyük tunç kazanları da beraberinde getirdi. (Görsel: Malakanlar) Mandırayı kurduğunda Malakanlar tüm sütlerini ona verdiler.

David Moser belki de geride bırakacağı izin farkında değildi. İlk defa kaşar ve gravyer peynirini ağabeyi Simon’nun getirdiği büyük tunç kazanlarda imal etti. (Görsel: David Moser’in Sarzep köyünde kurduğu zavot-1903) Sarzep köyü David Moser’le adını bütün Kafkasya’ya duyurdu. Yaptıklarını almak için uzun yollar kat edenler oldu. Kuzey rüzgarlarını alan Sarzep peynirin çabuk kurumasını sağlıyordu. Bu da ona lezzet katan bir lütuftu. Evin önünden toprağı kazarak peynirin şırasını atmak için aşağıdaki suya kadar ağaç borular döşedi.

İş yoluna girince bir süreliğine baba ocağına döndü. Bu ayrılık fazla uzun sürmedi. Orada daha önceden tanıdığı İlk okul öğretmeni olan Maria ile evlendi. Ve “İş beklemez” diyerek yeniden kolları sıvadı. Maria’yla birlikte döndü Sarzep’e dönerken iki de yardımcı getirdi İsviçre’den…Davit Moser 1902’de geldiği Ardahan’da ünlendiğinde yıllar akıp gitmişti. Bir mandıra daha kurdu. İşi ilerletmişti. Artık Malakanlar’da kaşar ve gravyer yapımı öğrenmeye başlamışlardı.

1914’de çeteler Ardahan’ı bastığında baba ocağındaydı. Ancak mahkumlar mandıraları yağmalamıştı. Zarar bir hayli fazlaydı. Yeniden Simon’dan yardım istedi. Ağabeyi telgrafı alır almaz yola çıktı. Zorlu bir yolculukla Ardahan’a geldiğinde bitkin vaziyetteydi. Mandırayı birlikte toparladılar. İmalat başladığında ikisi de sevinçten naralar atmışlardı.

David Moser çetelerden sonra altı yıl daha kaldı Ardahan’daki Sarzep köyünde. Artık çok şey değişmişti. Rusya’da Bolşevik devrimi olmuş. Ve Ruslar apar topar ağır silahlarını da bırakarak Ardahan’dan ayrılmışlardı. Ermeni ve Gürcü çekişmesi vardı. Kura sınır olmuştu. Nehrin ova tarafı Gürcülere, şehir tarafı Ermenilere kalmıştı. David Moser önce karısı Maria’yı gönderdi. Bu arada Ankara hükümeti Gürcülerle anlaşmıştı . Davir Moser Gürcüler ayrılırken mandıralarını yetiştirdiği yeni sahiplerine bırakarak Ardahan’daki macerasını sonlandırdı. Giderken gözü arkada değildi. Artık Sarzep’teki Malakanlar kaşar ve Gravyer yapımını öğrenmişlerdi.

Hatta Türklerden bile imalata başlayanlar vardı. Kafkasya’ya bir yalnız adam olarak geldi ve giderken kaşar ve gravyer peynirini yöreye öğreterek arkasında derin bir iz bıraktı. Ve yine bir yalnız adam olarak geri döndü. Bir süre Tiflis’te kaldı. Orada da yapamadı. Almanya’ya gitti. Peynir yapımından elde ettikleriyle orada bir tarla aldı ve çiftçilik yapmaya başladı. Naziler iktidara gelmeden oradan da ayrıldı. Yeniden baba ocağına döndü. Ağabeyi Simon karşıladı onu. Kendi oturduğu evi boşaltarak ona verdi. Artık kendini emekli etmişti İsviçre ve Amerika’da kaşar ve gravyer peynirinde ünlenmişlerdi. Fransa, Almanya ve Avusturya onların imal ettiği lezzetlerden ayrılmıyordu.

1944’de yaşama veda ettiğinde arkasında derin bir iz bırakmıştı. O Kafkasya’ya kaşar ve gravyer peynir yapımını öğreten adamdı. İsviçre devleti ona sahip çıktı. Onun için oluşturulan arşiv devlet kontrolünde. Ve artık onun izini torunları takip ediyor. En son 25 haziran 2015’de yani geçen hafta buradaydılar. yöresel yemekler ikram edildi. Köydeki kültür merkezinde. Onu sahiplenmiş olmamızdan mutlanarak gittiler, geldikleri Sarzep’ten… Ne yazık ki onun kurduğu mandıra sahipsiz durumda. Keşke onarabilsek ve torunları yeniden geldiklerinde orada ağırlayabilsek onları. Kaşar ve gravyeri tadarken onu bize öğreten bir yalnız adam David Moser’i de unutmayalım olur mu…

Kwnan KARABAĞ'dan

0 yorum:

Yorum Gönder